Kayıtlar

Low-Cost Carrier (LCC) Nedir?

Ucuz uçak bileti bulabilmek, yapılacak bir seyahat için ilk adım diyebiliriz. Bunun içinse yolcuların önünde iki seçenek oluyor; ya bayrak taşıyıcı havayollarının kampanyalarını takip etmek ya da düşük maliyetli taşıyıcıları (LCC) tercih etmek. Ülkemizde esas olarak Pegasus ile yaygınlaşan bu konsept uzun yıllardır dünyada uygulanıyor ve oldukça başarılı örnekleri mevcut. Yazının başında belirtmek isterim ki ucuz uçuş demek güvensiz veya eski uçaklarla uçuş değildir. Nitekim Avrupa'nın en çok yolcu taşıyan iki havayolu şirketi olan Ryanair ve Easyjet hem oldukça yeni bir filoya sahipler hem de bu iki şirketin de bugüne kadar ciddi herhangi bir kazası bulunmuyor. Uçakların havalanabilmesi için sağlanması gereken teknik şartlar havayolunun niteliğini gözetmeksizin bütün uçaklar için standarttır. Eğer LCC tercih edecekseniz, dikkat etmeniz gereken birkaç hususu atlarsanız, bu seyahat size tahmin ettiğinizden pahalıya mal olabilir! İşte bu yazımda size LCC ile ile ilgili dikkat edilm...

Baltık Feribotları

Resim
İskandinav ülkelerinin ortasında yer alan Baltık Denizi, coğrafi özelliği dolayısıyla ülkeler arasındaki ulaşım açısından doğal bir engel teşkil etmektedir. İsveç, Finlandiya, Rusya, Estonya, Letonya, Litvanya ve Polonya'nın ortasında bulunan deniz, bu ülkelerden birbirine karayolu ile ulaşımı önemli ölçüde uzatmaktadır. Örneğin Tallinn'den Stockholm'e arabayla gitmek isterseniz en az 2200 km yol kat etmeniz gerekmektedir. Oysaki aynı yolu denizyoluyla bir gecede geçmeniz mümkündür. Bu durumun doğal bir sonucu Baltık Denizi'nde denizyolu ile ulaşım günümüzde de popülerliğini korumaktadır. Bölgede çalışan onlarca feribot ve bu feribotları işleten birden çok şirket bulunmaktadır. Bu ise rekabeti arttırmakta ve uygun fiyatla seyahat etmenizi sağlamaktadır. Ayrıca Rusya haricindeki diğer ülkelerin tamamının Schengen bölgesinde olması da yolcuları pasaport formalitelerinden kurtarmaktadır. Makineden alacağınız biniş kartları ve bu kartları kullanarak geçeceğiniz turnikelerle...

Gökyüzü Altındaki Berlin

Resim
Almanya'nın başkenti olan Berlin üç buçuk milyonluk nüfusuyla hem Almanya'nın hem de Orta Avrupa'nın en büyük şehri. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra yarısı Sovyetlerin diğer yarısı ise müttefiklerin yani Fransa, Birleşik Krallık ve ABD'nin kontrolüne giren ve hukuken bölünen şehir, 1961 yılında inşa edilen meşhur Berlin Duvarı ile fiilen de bölünmüş. 1989 yılında ise bilindiği üzere duvar yıkılmış ve savaştan sonra ikiye bölünen şehir ve daha sonra 1990 yılında Almanya birleşmiş. Bu süreçte Berlin'in doğusu Demokratik Alman Cumhuriyeti'nin (Deutsches Demokratisches Republik/DDR) başkentliğini yapmışken, Batı Almanya'nın başkenti Berlin değil, Bonn olmuştur. Berlin ise birleşmeden sonra birleşmiş Almanya'nın başkenti olmuştur. Herhangi bir eyalete dahil olmayan Berlin, -Hamburg ve Bremen gibi- kendisi tek başına bir eyalet yani stadtland'tır. 1. Berlin'e Neden Gidilir? Berlin'in Avrupa'nın en büyük ülkesinin, en büyük şehri olması a...

Bavyera 102 (Neuschwanstein)

Resim
Bavyera denildiğinde akla ilk Münih'in gelmesi gibi, Münih dendiği zaman akla gelen ilk yerlerden birisi de Bavyera krallarınca yaptırılmış olan  Neuschwanstein şatosu. Bu şato Disney'in logosuna da ilham kaynağı olduğu söylenen, gerçekten canlı görüldüğünde de büyüleyici olarak nitelendirilebilecek bir yer. Hemen belirteyim ki  Neuschwanstein Münih'te değil, hatta iki saatlik mesafede. Fakat, sanıyorum yakınlardaki en büyük yerleşim yeri olması sebebiyle, bu iki yer birlikte anılıyor.  Neuschweinstein, Bavyera eyaletinin   Avusturya sınırının yakınında bulunan Füssen şehrinin yakınında bulunuyor. Nitekim Münih'ten bineceğiniz Füssen treniyle buraya ulaşabiliyorsunuz. Ulaşım sürelerini yazının başında vermemin sebebi, seyahat planınızı yaparken yardımcı olabilmek. Çünkü eğer Münih'te bir gece kalacaksanız ve şehri gezmek istiyorsanız ne yazık ki  Neuschwanstein için yeterli zamanınız olmayacaktır. Zira şatosu ve çevresini rahat rahat gezebilmeniz için tam bi...

Cruise Hakkında

Her ne kadar ülkemize son zamanlarda eskisi kadar gelmiyor olsalar da İzmir'de, Kuşadası'nda, İstanbul'da, Bodrum'da hala büyük  cruise  gemilerini görmek mümkün. Gören pek çok insanın aklına da "acaba bir  cruise  seyahati nasıl olur?" sorusu geliyordur elbet. Bu yazımda  cruise  ile ilgili bildiklerimi ve gördüklerimi anlatmaya çalışacağım. Gemide olmak, seyahat etmek her zaman bana keyif vermiştir. Bu büyük bir gemi de olsa şehir hatları vapuru da olsa deniz üzerinde olmak bence mutlu olmak için tek başına bir sebep. Bu sebepten, özel bir acelem yoksa, şehir içinde de her zaman deniz ulaşımını severim. Tabii gemi ile tatil yapmak bambaşka bir zevk. Başlamadan belirtmek isterim ki mavi tur ile  cruise  aynı şey değildir. Mavi tur daha çok küçük teknelerde, az kişiyle, kısa mesafeler arasında, sık sık durarak ve doğal güzellikler odaklı yapılan bir tatil türü. Oysaki  cruise,  büyük gemilerle, kalabalık bir şekilde, doğal güzellikl...

Bavyera 101 (München)

Almanya'nın en büyük eyaletlerinden biri olan Bavyera'nın başkenti olan Münih, Hamburg ve Berlin'den sonra Almanya'nın en büyük üçüncü şehridir. Bavyera'nın kültürünün farklılığını pek çok noktada görmenin mümkün olduğu şehir, ülkenin güney doğusunda yer alır. Coğrafi konumu dolayısıyla Avusturya'ya, Çek Cumhuriyet'ine ve İsviçre'ye de oldukça yakın mesafededir. 1. Münih'e Neden Gidilir? Avrupa'nın nüfus itibariyle en kalabalık ülkesinin, en kalabalık 3'üncü şehri olan Münih, bu özelliğiyle Avrupa ve Almanya ölçeğinde büyük bir şehirdir. Dolayısıyla şehirde her türden insana yönelik bir aktivite bulmak mümkündür. Mimari yapılarıyla dikkat çeken şehir, sokaklarında sadece yürümek bile insana keyif verebiliyor. Bu açıdan da benim en sevdiğim şehirlerden birisi, şehirdeki özel yapılar haricinde sıradan binaların bile pek çoğunun oldukça güzel olduğunu söyleyebilirim. Sıradan yapıların yanı sıra Münih'te saraylar da bulunmaktadır. Nymph...